Avize kelime anlamı olarak asılan nesne anlamına gelmektedir. Doğu ve Batı’nın farklı kullanımlarda görülen avizeler başarılı birleşimler sonucunda özgün tarzlarına kavuşmuşlardır. Mumlu avizeler ilk olarak 11. yüzyılda dini mekânlarda kullanılmış; ardından üst üste düzende birbirlerini eritecek olan mumların en uygun şekilde ışık saçmaları için farklı dairesel düzenler oluşturulmuştur. Kollu avize modelleri de mumların en uygun yanma koşullarını sağlamaları açısından düşünülmüştür. Elektriğin kullanımının ardından da 18. yüzyılda artan avize kullanımı tasarımsal anlamda da zirvesine ulaşmış, avizelerde tunç, gümüş, pirinç, cam, necef gibi özgür malzeme çeşitliliğine gidilmiştir.
Tüm Avrupa’da yaygın olan avize modası Osmanlı Devleti'ne 18. Yüzyıldan sonra girmiştir ve bu süreci takip eden yüzyıllarda camilerde de kullanımına başlanmıştır. Türkiye’deki en göz alıcı avizeler Beylerbeyi, Dolmabahçe saraylarında ve Topkapı Sarayı müzesinde bulunmaktadır. Bu avizeler birkaç tonluk kristal taş ve camlarla süslenmiş seçkin örneklerdir. Osmanlı döneminde kullanılan avizelerin geneline bakıldığında kullanılan cam ve işçilik kalitesi açısından Bohemya ve Venedik’ten getirtilen örneklerin tercih edildiği görülür. Avize tarihten bu yana insanların hayatlarında demirbaş bir aydınlatma gereci olarak yer almıştır ve almaya da devam edecektir. Avize modelleri ise değişen trendlere göre form değiştirip malzeme çeşitliliğine uğrasa da gösterişli ve asil görünümü popülerliğini korumaya yetecektir. Avizelerde günümüzde yaygın kullanılan malzemeler metal, alüminyum ve camdır. Ayrıca minimal yaklaşımdaki tasarımcılar kumaş malzemeyi de modern avize tasarımlarına katmayı başarmışlardır. Avize modasını, klasikten moderne her tarzdan çeşidiyle takip edebileceğiniz web sitemiz avize kalitesini ayağınıza getirmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder